Milenyumun başlangıcından bu yana, elektronik aygıtlar ortasındaki ara ilişki giderek daha kablosuz hale geldi.
Bu kablosuz orta irtibat, öncelikle son vakitlerde birçok sıhhat meselesine neden olan elektromanyetik radyasyon biçiminde geliyor.
İnternetin bu çağında neredeyse vazgeçilmez olan akıllı telefonlar, hücresel ağlarda çalışıyor. Hücresel ağların yanı sıra, iki kablosuz teknoloji daha kullanıyoruz: Bluetooth ve Wifi.
Peki Wifi ve Bluetooth’u devre dışı bırakınca, maruz kaldığımız radyasyon ölçüsü azalıyor mu? Bu soruya cevap verebilmek için kablosuz irtibatın teknik bilgilerine göz atacağız.
WiFi ve Bluetooth sinyalleri
Wifi ve Bluetooth, elektromanyetik spektrumun bir kesimi olan radyo frekansı sinyallerini kullanır.
Elektromanyetik radyasyona ne kadar maruz kaldığınız, sinyalin gücü, yayan aygıtın bedeninizden uzaklığı, kullanılan irtibat modu vb. dahil olmak üzere birkaç faktöre bağlıdır.
Dikkate alınması gereken bir başka değerli nokta, Wifi ve Bluetooth’un üzerinde çalıştığı radyo frekansı sinyallerinin, iyonlaştırıcı olmayan radyasyon biçimleri olmasıdır.
Peki bu ne manaya geliyor? Kısaca söylemek gerekirse, Wifi ve Bluetooth’un çalıştığı radyo frekans aralıkları, yaşamın yapı taşları olan DNA’nızı etkilemek yahut değiştirmek için kâfi güce sahip değil.
Görsel: İyonlaştırıcı özelliklere sahip olan (kırmızı şerit) ve olmayan elektromanyetik spektrum.
Birkaç çalışma, iyonlaştırıcı olmayan radyasyonun bile hücreler ve dokular üzerinde ölçülebilir tesirleri olabileceğini söylüyor. Lakin bunun ne kadar yanlışsız olduğu hala büyük bir tartışma konusu.
WiFi ve Bluetooth radyasyon ölçüsünü ne kadar etkiliyor
Hücresel ağ, Wifi ve Bluetooth üzere özelliklerin hepsi radyo dalgalarını kullanıyor. Bununla birlikte, akıllı telefonlarımızı birçok vakit açık tutuyoruz ve bu mühlet zarfında telefonlar aralıksız olarak radyo dalgaları gönderiyor.
Wifi ve Bluetooth’u açık tuttuğumuzda, bu radyo dalgalarının sayısı artıyor, lakin sinyal güçleri hücresel sinyallerden daha zayıf olduğu için tesirleri epey az oluyor.
Fizikte aksi kare yasası
Fizikte aykırı kare yasası, belli bir fizikî ölçü yahut şiddetin, o fizikî büyüklüğün kaynağından uzaklığın karesiyle karşıt orantı olduğunu söyler.
Cep telefonlarından yayılan radyo dalgaları, ara kelam konusu olduğunda aksi kare maddesine uyar.
Bu nedenle, bedeninizle aygıt ortasındaki arayı artırarak maruz kaldığınız radyasyon ölçüsünü azaltabilirsiniz.
Genellikle, en fazla radyasyona telefonla konuşurken maruz kalırsınız. Telefonu kulağınıza yaklaştırdığınızda, bedeninizle temas eden yüzey azamiye çıkar ve daha büyük bir radyasyon alırsınız.
Bu nedenle telefonla konuşmak, telefonu cebinizde tutmaktan daha büyük bir radyasyon riski oluşturur.
Benzer halde Bluetooth kulaklıkları müzik dinlemek için kullanıp açtığınızda yeniden aygıtla direkt temas kuruyorsunuz.
Bu nedenle, birincil telaşınız elektromanyetik radyasyona maruz kalmayı en aza indirmekse, Bluetooth kulaklık kullanmamanız daha yararlı olur.
Hücresel data kullanmaktansa Wifi kullanmak daha güzeldir, zira WiFi sinyallerinin taşıdığı güç çok daha düşüktür.
Cep telefonunuzun üzerinde çalıştığı hücresel sinyaller, yaklaşık 50 watt’ta radyo dalgaları yayan hücre kuleleri tarafından yayılır. Wifi yönlendiriciler ise çoklukla 4 watt yahut daha azıyla çalışır.
Sonuç
Toparlayacak olursak, Wifi ve Bluetooth’u kapatmanın radyasyona maruz kalmayı azaltmada size büyük ölçüde yardımcı olup olmayacağının yanıtı o kadar kolay değil.
Örneğin, bu ikisini kapatır ve aramalar ve internet için hücresel şebekeyi kullanmaya devam ederseniz, yeniden de değerli ölçüde radyasyona maruz kalırsınız.
Ayrıca kulaklık yahut akıllı bant üzere Bluetooth aygıtları giyilebilir aygıtlar olduğu için bu direkt temas ile kendinizi daha fazla riske atmış olursunuz.
Son olarak, hücresel bilgi ve Wifi ortasında seçim yapmak gerekirse, Wifi sinyallerinin SAR pahası açısından yoğunluğu çok daha az olduğundan, Wifi’yi seçmek mutlaka daha güzeldir.
